TÜRKİYE EN AZ 3 GÜN ÜRETMEDEN TÜKETECEK

Sanayideki enerji krizi gittikçe büyüyor. İlk olarak fabrikaların doğalgaz kullanımı yüzde 40 oranında kısıtlanmıştı. Alınan son kararla 24 Ocak pazartesiden itibaren Türkiye’deki tüm OSB’lere elektrik kısıntısı uygulanması gündeme geldi. Karar uygulanır ise ülke üretimi en az 3 gün süreyle tamamen duracak.

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.korkutelimanset.com

İmalat sanayindeki enerji sorunu giderek artıyor. 21 Ocak’tan itibaren fabrikaların kullandığı doğalgazda yüzde 40 oranında kısıtlamaya gidilmişken, 24 Ocak pazartesi gününden itibaren Türkiye’deki tüm OSB’lerde 3 ila 4 gün sürecek elektrik kısıntıları uygulanacağı açıklandı. TEİAŞ tarafından sözlü olarak yapılan bildirimin resmi yazı ile iletilmesi halinde, ülke üretimi en az 3 gün duracak.

EN AZ 3 GÜN

Enerji alanında yaşanan sorunları bir kartopunun çığa dönüşmesine benzeten Antalya Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Ali Bahar, “Dağıtım hatlarındaki teknik bir aksaklık olarak ifade edilen doğalgaz tedarik sorunu, bir kartopunun çığa dönüşmesi gibi katlanarak büyümektedir. Bu aksaklık nedeniyle önce fabrikalarımıza sağlanan doğalgaz akışı BOTAŞ tarafından alınan bir karar ile yüzde 40 oranında kısıtlandırılmıştı. Fakat bu kartopunun ilk yuvarlanışıymış. Tedarik sorunu, doğalgazdan elektrik üreten santrallerin üretimini sekteye uğratınca, şimdi devasa bir elektrik tedarik sorunu ile karşı karşıya kaldık. OSB’lerimizdeki fabrikalarımıza doğalgazdan sonra şimdi de elektrik kısıntısına gidileceği bildirilmiştir. Önümüzdeki hafta itibariyle Türkiye’deki tüm OSB’lerde 3 ila 4 tam gün elektrik kısıntısı uygulanacağı TEİAŞ tarafından sözlü olarak bildirilmiş, ancak tarafımıza henüz yazılı, resmi bir bildirimde bunulmamıştır” dedi.

YENİ BİR DÜZENLEME TALEBİ

Ülkemizde bir enerji krizi yaşanıyor ise bu sorunun toplumun tüm kesimlerinin ortak bir şekilde sırtlaması gerektiğini düşündüklerini ifade eden Bahar, “Bir çığa dönüşen bu sorunu fabrikalardan bir bariyer ile durdurmaya kalkmak tüm ülkenin çığ altında kalmasına neden olmaktan başka bir işe yaramayacaktır. OSB’lerimizde üretimini 7/24 sürdürmek zorunda olan, en ufak bir aksaklıkta üretimi uzun süre duracak, stoku çöp olacak fabrikalarımız vardır. Ülke imalatının 3 gün süreyle durdurulması hayal bile edilmemesi gereken korkunç bir şeyken, bunun eyleme geçirilmesi çok daha korkunç ve tehlikelidir. Örneğin soğuk hava depoları olan sanayicilerimizin, örneğin kesim yapan sanayicilerimizin, örneğin süt fabrikalarımızın uğrayacağı zarar nasıl tanzim edilecektir. OSB’mizdeki süt fabrikalarımız günlük 400 ton süt almaktadır. Üretim yapamadığı için bu sütü alamayacağından o süt ziyan olacaktır. Dezenfektan yapan sanayicilerimiz vardır. Dünyanın pandemiyle boğuştuğu bir ortamda dezenfektan üretiminin durması salgına yeni bir ivme kazandırabilir. Günlük yemek çıkaran fabrikalarımız vardır, gıda tedariki sekteye uğrayacaktır. Otellere hizmet veren çamaşırhanelerimiz duracaktır, turizm sekteye uğrayacaktır. Lojistik operasyonları sekteye uğrayacaktır. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda bunun sanayiciye yansıtılmasının ne kadar yanlış olduğu ortadadır. Bu kısıtlama konusunda yeniden bir düzenleme yapılmasını ivedi olarak talep etmekteyiz” şeklinde konuştu.

ENFLASYONDA TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN SENARYO

Kararın üretim, ihracat ve istihdamda büyük sorunlara yol açacağını aktaran Bahar, “Sözleşmeye ve akide bağlanmış birçok siparişimiz bulunmaktadır. Firmalarımız büyük kayıp ve zarara uğrayacaktır. Tarım, imalat ve lojistik sektörü günlük dönen, günlük ihtiyaçları olan hayati öneme sahip sektörlerdir. Bu sektörlerin sekteye uğraması, ülke çağında büyük bir tedarik sıkıntısını beraberinde getirebilir. Ayrıca ülkede üretimin durması toplumda infiale neden olmakla birlikte stokçuluğu da körükleyebilir, özellikle dezavantajlı kesimlerin temel ihtiyaç maddelerine erişiminde sorunlar yaşanabilir. Toplum psikolojisinin böyle devasa bir sorunu kabullenmeye hazır olduğunu düşünmüyoruz. Şu anki durum haftalık bir plandır ve 3 günü içermektedir. Devamındaki günlerde ne olacağını bilmiyoruz. Belirsizlik ortamı yeni bir boyut kazanmış ve daha da kronikleşmiştir. Bu bizim program yapmamızın önünde büyük bir engel teşkil etmektedir. Unutulmamalıdır ki bu tip belirsizlikler enflasyonda telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir” diye konuştu.