Özbek müze önerisi yapmıştı
Korkutelililer ilçenin en büyük eksiklerinden birisi olan ve Korkuteli kamuoyunu uzun süre meşgul eden kültür merkezi projesinde sevindirici gelişmeler nedeni ile memnun oldular. Geçtiğimiz günlerde Korkuteli kamuoyunu uzun süre meşgul eden Kültür Merkezi projesinde sevindirici gelişmeler yaşanmıştı. Korkuteli Belediyesi Meclisi Olağan Ekim ayı toplantısında proje meclis üyelerine tanıtılmıştı. Daha sonra Sivil toplum kuruluşları görüşlerini açıklamaya başlamışlardı. Esnaf Ve Sanatkarlar Odası Başkanı Fahrettin Özbek yaptığı açıklamada “Biz kültür merkezi için Korkuteli Esnaf ve Sanatkarlar Odası olarak elimizi her zaman taşın altına koymaya hazırız. Sayın Belediye Başkanı Hasan Gökce şayet bizi davet ederse biz kendisini makamında ziyaret eder fikir beyan ederiz. Projede basından izlediğimiz kadarıyla beğenmediğimiz bir taraf olmadı. Sadece biz bir de müze olması gerektiğini düşünüyoruz” demişti.
“Şehzade Korkutu tanımıyoruz”
Antalya Eczacılar Odası Korkuteli İlçe Temsilcisi ve Korkuteli Halk Konseyi Platformu Kurucusu C. Tayyar Yörük Yazı İşleri Müdürümüz Yaşar Uz’un kültür merkezinin ismi Şehzade Korkut olabilir mi” sorusu üzerine “Evet kesinlikle kültür merkezimin adı Şehzade Korkut olmalı. İlçemizde yaşayan birçok insan Şehzade Korkut’u tanımıyor. Girişine bir heykeli yapılalı ve hayat öyküsü yazılmalı. Şehzade Korkut iyi bir denizci, iyi bir asker olmasının yanı sıra iyi bir şair ve edebiyatçıdır. İlahi çalışmaları ile musiki ile de uğraşmıştı. Korkuteli’mize kazandırılacak bu değerli eserle ilgi çalışma yapacak herkese Korkuteli Belediye Başkanız Hasan Gökce nezdinde teşekkür ediyorum. Belediye Başkanımızı en kısa sürede ziyaret ederek proje hakkında düşüncelerimi ileteceğim. Korkuteli Belediye Meclisinin el birliği ile proje destek vermesi de beni çok sevindir. Artık siyasette hizmetler yarışmalı, el birliği ile hizmet yapılmalı, sen ben değil biz yaptık denilmeli” dedi.
Şehzade korkut kimdir?
Şehzade Korkut Sultan İkinci Bayezid’in oğlu, Yavuz Sultan Selim’in ağabeyi. 1467’de Amasya’da doğdu. İstanbul’da Fâtih Sultan Mehmed Hanın sarayında iyi bir eğitim gördü. Arapça, Farsça öğrendi. Dedesinin vefâtı (1481) üzerine, babası İstanbul’a gelinceye kadar saltanat kaymakamlığı yaptı. 1491’de merkezi Manisa olan Saruhan Sancakbeyliğine tâyin olundu. 1502’de, Amasya Sancakbeyi Şehzâde Ahmed’in îtirâzıyla, merkezi Antalya olan Teke Sancakbeyliğine gönderildi. Hâmid Sancağı da kendisine bağlandı. Osmanlı denizciliğinin gelişmesinde katkısı oldu. Din ve fen ilimlerinde yetişmiş olan Şehzâde Korkut, Harîmî mahlasıyla şiirler yazmıştır. Dîvân sâhibi bir şâirdir. Fıkıhta ganîmet hukûkuna dâir Hallü İşkali’l-Efkâr fi Hill-i Emvali’l-Küffâr adlı eserin sâhibidir. Vesiletü’l-Ahlâk adlı ahlâk kitabını Arapça olarak kaleme almıştır. Tasavvufla ilgili olarak da Kitab fi’t-Tasavvuf diğer adıyla Kitâbü’l-Harîmî’yi yazmıştır. Taht kavas esnasında 1513'te Bergama yakınlarında yakalanan Korkut, Bursa’ya götürülürken Emet yakınlarında Eğrigöz’de öldü. Bursa’da Orhan Gazi Türbesi civârına defnedildi. Yavuz sultan selim Devletin bekası için bertaraf etmeye mecbur kaldığı kardeşi Korkut'un tabutunun altına girdi ve "Ey kardeşim! Ne sen böyle yapsa idin, ne de ben böyle yapmak mecburiyetinde kalsaydım!" diyerek ağladığı rivayet edilmektedir.