CHP Antalya Milletvekili ve Sanayi ve Ticaret Komisyonu Üyesi Çetin Osman Budak, iktidarın fuarların iç alanlarından alınan reklam ve ilan vergilerinin kaldırılmasına tepki gösterdi. İktidarın her fırsatta muhalefet belediyelerinin gelirlerini azaltarak, muhalefet belediyelerini hizmet edemez hale getirmeye çalıştığına dikkat çeken Budak, “Çok beklersiniz. Belediyelerimiz kısıtlı imkanlarla mucizeler yaratmaya devam ediyor. Bu kanun teklifi ile ellerinden aldığınız gelirler de belediyelerimizi d
Meclise gelen tüm kanun tekliflerinin ya bir kişinin ya da iktidara yakın bir çıkar grubunun talebi doğrultusunda olduğuna dikkat çeken Budak “Görüşülen kanun teklifi aslında İhracatçılar Meclisi Başkanının ve yönetiminin taleplerinin yerine getirilmesi, aynı zamanda Ticaret Bakanının taleplerinin yerine getirilmesi; başka hiçbir düzenleme yok bu teklifte. Eğer burası özel talepleri karşılama yeriyse bu yüce Meclis, aslında "şahsi talepleri karşılayan Meclis" adını vermek lazım ama öyle değil; yüce Meclisimizi kişisel taleplerle boşu boşuna yormayın” diye konuştu.TBMM Genel Kurulunda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Kanununda değişiklik öngören kanun teklifi üzerine konuşan Budak, şunları söyledi:
“TİM VESAYET ALTINA ALINIYOR”
“Kanun teklifine göre, TİM ve bağlı birliklerin genel sekreter ve genel sekreter yardımcıları otuz günde seçilemezse Bakanlık resen atama yapacak. TİM iş dünyasını temsil eden bir kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü. Eğer İhracatçılar Birliğine tüm ihracat kalemlerinden ödeme yapılıyorsa, ihracatçı ödeme yapıyorsa bırakın genel sekreterini kendi seçsin. Niye buraya el atıyorsunuz? Olacak olan şu: Otuz gün boyunca genel sekreteri bir şekilde Bakanlığa bildirdiğiniz zaman, Bakanlık bu genel sekreteri "Gözünün üstünde kaşı var." deyip eğer kabul etmezse otuzuncu günden sonra, otuz birinci gün ve takip eden diğer gün, otuz ikinci günde siz istediğiniz genel sekreteri oraya atama yetkisini istiyorsunuz.
“HERKES İHRACATÇIYI DESTEKLİYOR, SİZ İHRACATÇIDAN PARA ALMA PEŞİNDESİNİZ”
TİM ve bağlı birliklerin yedek akçeleri Bakanın belirleyeceği oranda İhracatı Geliştirme AŞ'ye aktarılıyor. Neden? İhracatçı o zaman buraya niye nispi aidat ödüyor? Bakın, nispi aidat rakamı 125 milyon dolar, 2022 senesinde toplayacakları nispi oran 125 milyon dolar. 125 milyon dolar... Bu kadar kıt kaynakların olduğu, ihracatçıların ve sanayicilerin bu kadar zorlukla üretim yapabildiği, finansmana erişimin bu kadar zor olduğu bir dönemde siz "Yedek akçeleri de biz alalım, kullanalım." Daha önce yaptınız çünkü, ihracat tanıtım grubunu kapattınız, bir anonim şirket kurdunuz, denetimden kaçırdınız; 600 milyon TL'lik birikimi buraya, İhracatı Geliştirme AŞ'ye doldurdunuz."Oradan bir garanti fonu kurup ihracatçıya kredi vereceğiz." Dediniz. Bugün EXIMBANK'ın kapısına gidiyorsunuz, kapı duvar! EXIMBANK'tan kredi alamıyorsunuz çünkü kaynak yok, çünkü para yok. E, şimdi, bu parayı ne yaptınız? 600 milyon lirayı ne yaptınız?
Şimdi, bu yedek akçeyi Bakana veriyorsunuz. O zaman TİM'i seçmeyin yani TİM'i, seçimle gelinen, iş dünyası temsilcisi olarak lanse etmeyin. Burası devlet kurumu, devlet kurumuysa ihracatçı zaten zor durumda, sanayici zaten zor durumda, bu nispi oranları da almayın, devlet kendi kaynaklarıyla ihracatı geliştirsin. Dünyanın her yerinde, birçok yerinde bu böyle; ihracatçıdan pay alınmaz, ihracatçı desteklenir ve bunu destekleyen devlettir. Siz şimdi yedek akçeye de göz diktiniz.
“SEÇİME KADAR KİMSE AYAKTA KALAMAYACAK”
Bu arada da ihracatçıya döviz yok; 128 milyar doları buharlaştırdınız, 6,5 seviyesinden doları tutabilmek için oraya geldiniz fakat ne yaptıysanız çare olmadı, ilk önce ihracatçının getirdiği paranın "Yüzde 25'ini alalım." dediniz, sonra yüzde 40'a çıkardınız, bu parayı da koydunuz Merkez Bankası bilançolarına; bakıyoruz, Merkez Bankası bilançolarında bu parayı göremiyoruz. Demek ki arka kapıdan müdahale ediliyor, o arka kapıdan gelen müdahaleyle 1 Ocakla 30 Nisan arasındaki rakam -iktisatçıların hesaplamalarına göre- 40 milyar doları bulmuş, 40 milyar dolar, çok korkutucu rakamlar bunlar, "128 milyar dolar, artı, 40 milyar dolar." böyle görülmesi lazım. Yani şu anda 168 milyar dolar bir şekilde buharlaştırılmış, Merkez Bankasının kayıtlarından çıkıyor, arka kapıdan devlet bankalarıyla piyasaya müdahale ediliyor; doların tutulabildiği yer neresi? İşte bugün 16,5 lira, facia. Nereye kadar? "Seçime kadar." diyorsanız, seçime kadar ülkede ayakta kalacak ne sanayici ne esnaf bulabileceksiniz, bunu da buradan uyaralım. İhracatçıya bozdurma zorunluluğu getirdiğiniz rakam da -benim hesaplamalarına göre- aylık 7,5 milyar dolar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
“ÇOK BEKLERSİNİZ”
CHP Antalya Milletvekili ve Sanayi ve Ticaret Komisyonu Üyesi Çetin Osman Budak, iktidarın fuarların iç alanlarından alınan reklam ve ilan vergilerinin kaldırılmasına tepki gösterdi. İktidarın her fırsatta muhalefet belediyelerinin gelirlerini azaltarak, muhalefet belediyelerini hizmet edemez hale getirmeye çalıştığına dikkat çeken Budak, “Çok beklersiniz. Belediyelerimiz kısıtlı imkanlarla mucizeler yaratmaya devam ediyor. Bu kanun teklifi ile ellerinden aldığınız gelirler de belediyelerimizi d
YÜCE MECLİSİ ŞAHSİ TALEPLERLE BOŞUNA MEŞGUL ETMEYİN”
Meclise gelen tüm kanun tekliflerinin ya bir kişinin ya da iktidara yakın bir çıkar grubunun talebi doğrultusunda olduğuna dikkat çeken Budak “Görüşülen kanun teklifi aslında İhracatçılar Meclisi Başkanının ve yönetiminin taleplerinin yerine getirilmesi, aynı zamanda Ticaret Bakanının taleplerinin yerine getirilmesi; başka hiçbir düzenleme yok bu teklifte. Eğer burası özel talepleri karşılama yeriyse bu yüce Meclis, aslında "şahsi talepleri karşılayan Meclis" adını vermek lazım ama öyle değil; yüce Meclisimizi kişisel taleplerle boşu boşuna yormayın” diye konuştu.TBMM Genel Kurulunda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Kanununda değişiklik öngören kanun teklifi üzerine konuşan Budak, şunları söyledi:
“TİM VESAYET ALTINA ALINIYOR”
“Kanun teklifine göre, TİM ve bağlı birliklerin genel sekreter ve genel sekreter yardımcıları otuz günde seçilemezse Bakanlık resen atama yapacak. TİM iş dünyasını temsil eden bir kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü. Eğer İhracatçılar Birliğine tüm ihracat kalemlerinden ödeme yapılıyorsa, ihracatçı ödeme yapıyorsa bırakın genel sekreterini kendi seçsin. Niye buraya el atıyorsunuz? Olacak olan şu: Otuz gün boyunca genel sekreteri bir şekilde Bakanlığa bildirdiğiniz zaman, Bakanlık bu genel sekreteri "Gözünün üstünde kaşı var." deyip eğer kabul etmezse otuzuncu günden sonra, otuz birinci gün ve takip eden diğer gün, otuz ikinci günde siz istediğiniz genel sekreteri oraya atama yetkisini istiyorsunuz.
“HERKES İHRACATÇIYI DESTEKLİYOR, SİZ İHRACATÇIDAN PARA ALMA PEŞİNDESİNİZ”
TİM ve bağlı birliklerin yedek akçeleri Bakanın belirleyeceği oranda İhracatı Geliştirme AŞ'ye aktarılıyor. Neden? İhracatçı o zaman buraya niye nispi aidat ödüyor? Bakın, nispi aidat rakamı 125 milyon dolar, 2022 senesinde toplayacakları nispi oran 125 milyon dolar. 125 milyon dolar... Bu kadar kıt kaynakların olduğu, ihracatçıların ve sanayicilerin bu kadar zorlukla üretim yapabildiği, finansmana erişimin bu kadar zor olduğu bir dönemde siz "Yedek akçeleri de biz alalım, kullanalım." Daha önce yaptınız çünkü, ihracat tanıtım grubunu kapattınız, bir anonim şirket kurdunuz, denetimden kaçırdınız; 600 milyon TL'lik birikimi buraya, İhracatı Geliştirme AŞ'ye doldurdunuz."Oradan bir garanti fonu kurup ihracatçıya kredi vereceğiz." Dediniz. Bugün EXIMBANK'ın kapısına gidiyorsunuz, kapı duvar! EXIMBANK'tan kredi alamıyorsunuz çünkü kaynak yok, çünkü para yok. E, şimdi, bu parayı ne yaptınız? 600 milyon lirayı ne yaptınız?
Şimdi, bu yedek akçeyi Bakana veriyorsunuz. O zaman TİM'i seçmeyin yani TİM'i, seçimle gelinen, iş dünyası temsilcisi olarak lanse etmeyin. Burası devlet kurumu, devlet kurumuysa ihracatçı zaten zor durumda, sanayici zaten zor durumda, bu nispi oranları da almayın, devlet kendi kaynaklarıyla ihracatı geliştirsin. Dünyanın her yerinde, birçok yerinde bu böyle; ihracatçıdan pay alınmaz, ihracatçı desteklenir ve bunu destekleyen devlettir. Siz şimdi yedek akçeye de göz diktiniz.
“SEÇİME KADAR KİMSE AYAKTA KALAMAYACAK”
Bu arada da ihracatçıya döviz yok; 128 milyar doları buharlaştırdınız, 6,5 seviyesinden doları tutabilmek için oraya geldiniz fakat ne yaptıysanız çare olmadı, ilk önce ihracatçının getirdiği paranın "Yüzde 25'ini alalım." dediniz, sonra yüzde 40'a çıkardınız, bu parayı da koydunuz Merkez Bankası bilançolarına; bakıyoruz, Merkez Bankası bilançolarında bu parayı göremiyoruz. Demek ki arka kapıdan müdahale ediliyor, o arka kapıdan gelen müdahaleyle 1 Ocakla 30 Nisan arasındaki rakam -iktisatçıların hesaplamalarına göre- 40 milyar doları bulmuş, 40 milyar dolar, çok korkutucu rakamlar bunlar, "128 milyar dolar, artı, 40 milyar dolar." böyle görülmesi lazım. Yani şu anda 168 milyar dolar bir şekilde buharlaştırılmış, Merkez Bankasının kayıtlarından çıkıyor, arka kapıdan devlet bankalarıyla piyasaya müdahale ediliyor; doların tutulabildiği yer neresi? İşte bugün 16,5 lira, facia. Nereye kadar? "Seçime kadar." diyorsanız, seçime kadar ülkede ayakta kalacak ne sanayici ne esnaf bulabileceksiniz, bunu da buradan uyaralım. İhracatçıya bozdurma zorunluluğu getirdiğiniz rakam da -benim hesaplamalarına göre- aylık 7,5 milyar dolar
En Çok Okunan Haberler