Korkuteli İlçe Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Oya Dirican uzun süreli mücadele gerektiren kansere karşı erken teşhisin önemi konusunda vatandaşları uyardı.
Haber Giriş Tarihi: 05.10.2019 14:19
Haber Güncellenme Tarihi: 05.10.2019 14:19
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.korkutelimanset.com
KANSER
NEDİR?
Kelime anlamı olarak kanser, bir organ veya dokudaki
hücrelerin düzensiz olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü urlara denir.
Genel anlamda ise kanser vücudumuzun çeşitli bölgelerindeki hücrelerin
kontrolsüz çoğalması ile oluşan 100'den fazla hastalık grubudur. Çok çeşitli
kanser tipleri olmasına rağmen, hepsi anormal hücrelerin kontrol dışı çoğalması
ile başlar. Tedavi edilmez ise ciddi rahatsızlıklara, hatta ölüme dahi neden
olabilir.Kanser, tüm dünyada önemi giderek artan bir sağlık sorunudur. Artan
yaşam süresi ile birlikte tanı ve tedavi alanında kaydedilen gelişmelere rağmen
kanser görülme sıklığı giderek artmaktadır. Kanser,kardiyovaskülersistem (kalp veya kan damarlarının (arterler
ve venler) hastalıklarını içeren gruba verilen genel bir isimlendirmedir)
hastalıklarından sonra en sık ikinci ölüm sebebidir. Yüksek morbidite (hastalığa
yakalanan ve tanı konulan hastaların sayısı (veya oranı) ve mortalitesi (hastalığa
bağlı ölüm sayısı (oranı) nedeniyle kanserden korunma ve erken teşhis büyük
önem arz etmektedir.
Peki Normal Bir
Hücre Nasıl Kansere Dönüşür?
Bütün kanser tipleri vücudun temel yaşam ünitesi olan hücrelerimizden
gelişirler. Kanseri anlamak için normal hücrelerin nasıl kansere dönüştüğünü
bilmek faydalı olacaktır. Vücudumuzdaki sağlıklı hücreler bölünebilme
yeteneğine sahiptirler. Ancak, kas ve sinir hücrelerinde bu özellik bulunmaz.
Ölen hücrelerin yenilenmesi ve yaralanan dokuların onarılması amacıyla bu
yeteneklerini kullanırlar. Yaşamın ilk yıllarında hücreler daha hızlı
bölünürken, erişkin yaşlarda bu hız yavaşlar. Fakat hücrelerin bu yetenekleri
sınırlıdır, sonsuz bölünemezler. Her hücrenin hayatı boyunca belli bir
bölünebilme sayısı vardır. Sağlıklı bir hücre ne kadar bölüneceğini bilir ve
gerektiğinde ölmesini de bilir. Buna apoptosis yani hücrenin programlı ölümü
denir. Normalde vücudun sağlıklı ve düzgün çalışması için hücrelerin büyümesi,
bölünmesi ve daha çok hücre üretmesine gereksinim vardır. Bazen buna rağmen
süreç doğru yoldan sapar, yeni hücrelere gerek olmadan hücreler bölünmeye devam
eder. Bilincini kaybetmiş kanser hücreleri, kontrolsüz bölünmeye başlar ve
çoğalırlar. Fazla hücrelerin kütleleri bir büyüklük veya tümör oluştururlar.Tümörler
iyi huylu veya kötü huylu olabilirler. İyi huylu tümörler kanser değildir.
Bunlar sıklıkla alınırlar ve çoğu zaman tekrarlamazlar. İyi huylu tümörlerdeki
hücreler vücudun diğer taraflarına yayılmazlar. En önemlisi iyi huylu tümörler
nadiren hayatı tehdit ederler. Kötü huylu tümörler kanserdir. Kötü huylu
tümörlerdeki hücreler anormaldirler ve kontrolsüz ve düzensiz bölünürler. Bu
tümörler normal dokuları sıkıştırabilirler, içine sızabilirler ya da tahrip
edebilirler. Eğer kanser hücreleri oluştukları tümörden ayrılırsa, kan ya da
lenf dolaşımı aracılığı ile vücudun diğer bölgelerine gidebilirler. Gittikleri
yerlerde tümör kolonileri oluşturur ve büyümeye devam ederler. Kanserin bu
şekilde vücudun diğer bölgelerine yayılması olayına metastaz adı verilir.
MEME KANSERİ İSE;
kadınlarda görülen kanser
tipleri arasında birinci sırada yer almaktadır. Hayat boyu her 8 kadından
birinin kansere yakalanma riski vardır. Meme kanseri, meme dokusundaki
hücrelerden gelişen kanserlerdir ki erkeklerde de görülebilirler. Meme
dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilir. En sık görülen tipi; meme
kanallarından kaynaklanan “duktal” kanser denen kanserlerdir. Süt üreten
bezlerden köken alan “lobüler” kanserler de sık görülür. Ayrıca diğer
dokulardan kaynaklanan daha nadir medüller, tübüler, müsinöz gibi tipleri de
vardır.
Risk Faktörleri
Meme kanseri gelişiminde
bilinen en önemli risk faktörleri şunlardır;
Obez veya aşırı kilolu
olmak
Yeterli fiziksel aktivite
yapmamak
Alkol kullanımı
İlk doğum yaşı 30’dan
sonra olanlar veya hiç doğum yapmamış olanlar
İlk adet yaşı: İlk adetini
erken yaşlarda görenler, yaşam boyu daha uzun süre östrojen hormonuna maruz
kalacaklarından dolayı risk artmaktadır.
Menopoz yaşı: Menopoz
bilindiği gibi kadının adetten kesildiği, doğurganlığının sona erdiği dönemdir.
İleri yaşta (>55 yaş) menopoza girme meme kanseri riskini arttırmaktadır.
Burada da etken uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmadır.
Kadın cinsiyet, ileri yaş
BRCA-1, BRCA-2
mutasyonları gibi bir takım genetik değişiklikler
Meme kanseri öyküsünün
bulunması
Göğüse radyoterapi almış
olmak
Bazı iyi huylu meme
hastalıkları (fibroadenom, papillomatosis, gibi)
Ailede meme kanseri
öyküsü olması: Annesinde, anne tarafından akrabalarında, teyzesinde ve ve/veya
kız kardeşinde meme kanseri olan kadınlarda meme kanseri gelişmesi riski normal
toplumdan daha fazladır.
Belirtiler
Meme kanserinin en sık
rastlanan belirtisi, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin
hissedilmesidir. Ancak, hastaların çok azında ağrı da belirtilere eşlik
edebilir.
Daha nadir olarak memede
çekintiler, deride kalınlaşma, şişlikler, deride tahriş ya da bozulmalar ve
meme ucunun hassaslaşması ya da içe dönmesi de dahil olmak üzere meme ucu
belirtileri yer almaktadır. Sanıldığının aksine ağrı ve kanlı akıntı ileri
evrelerde ortaya çıkmaktadır.
Tanı:
Erken evrede meme
kanserleri diğer kanser çeşitlerinde olduğu gibi ileri dönemlere gelene kadar
belirgin bir belirti vermeyebilir. Erken teşhiste en önemli faktör, kişinin bu
konuda bilinçlendirilmesidir. Bu nedenle, meme kanserinin erken tanısı için
önerilen kontrol programlarını uygulamanız çok önemlidir. Meme kanserine erken
evrede tanı konması, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını
arttırır. Erken tanı için üç temel yöntem uygulanabilir. Bunlar ; evde kendi
kendine yapılan meme kontrolleri ( Kadınların 20 yaşından sonraki dönemde, her
ay memelerini kendi kendilerine muayene etmeleri gereklidir.)Meme dokusu
içerisinde herhangi bir şüpheli kitle ele geldiğinde vakit geçirmeden doktora
başvurunuz. Ayrıca 40-69 yaş arası kadınların 2 yılda bir mamografi tetkiklerini
yaptırmaları gerekmektedir.
Tarama:
Normalde 20 yaşından
sonra meme muayenesi ve yılda bir kez doktorda meme muayenesi yaptırmanız
önerilir. Bu nedenle, erken dönemde hastalığın yakalanması için kadınların
bilgi sahibi olması gereklidir. 50 yaşından sonra 2 yılda bir mamografi
çekilmesi önerilmektedir. Ulusal kanser tarama programı önerilerine göre
ülkemizde uygulanan meme kanseri tarama protokolü aşağıda yer almaktadır.
20-40 yaş
arası; Ayda bir kendi kendine meme muayenesi
40-69 yaş
arası; Ayda bir kendi kendine meme muayenesi, iki yılda bir mamografi
çekilmesi gerekmektedir.
Tedavi
Her hastanın tedavisi
farklılık göstermekte olup, tedavi kararında hastalığın yeri, evresi, hastanın
yaşı ve diğer sağlık sorunları gibi birden fazla faktör etkilidir. Multidisipliner
(çok alanlı) bir çalışma gerektiren bu tedaviler ; cerrahi, radyoterapi,
kemoterapi gibi farklı seçenekleri içermektedir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kanserden değil geç kalmaktan kork
Korkuteli İlçe Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Oya Dirican uzun süreli mücadele gerektiren kansere karşı erken teşhisin önemi konusunda vatandaşları uyardı.
KANSER NEDİR?
Kelime anlamı olarak kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü urlara denir. Genel anlamda ise kanser vücudumuzun çeşitli bölgelerindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile oluşan 100'den fazla hastalık grubudur. Çok çeşitli kanser tipleri olmasına rağmen, hepsi anormal hücrelerin kontrol dışı çoğalması ile başlar. Tedavi edilmez ise ciddi rahatsızlıklara, hatta ölüme dahi neden olabilir.Kanser, tüm dünyada önemi giderek artan bir sağlık sorunudur. Artan yaşam süresi ile birlikte tanı ve tedavi alanında kaydedilen gelişmelere rağmen kanser görülme sıklığı giderek artmaktadır. Kanser, kardiyovasküler sistem (kalp veya kan damarlarının (arterler ve venler) hastalıklarını içeren gruba verilen genel bir isimlendirmedir) hastalıklarından sonra en sık ikinci ölüm sebebidir. Yüksek morbidite (hastalığa yakalanan ve tanı konulan hastaların sayısı (veya oranı) ve mortalitesi (hastalığa bağlı ölüm sayısı (oranı) nedeniyle kanserden korunma ve erken teşhis büyük önem arz etmektedir.
Peki Normal Bir Hücre Nasıl Kansere Dönüşür?
Bütün kanser tipleri vücudun temel yaşam ünitesi olan hücrelerimizden gelişirler. Kanseri anlamak için normal hücrelerin nasıl kansere dönüştüğünü bilmek faydalı olacaktır. Vücudumuzdaki sağlıklı hücreler bölünebilme yeteneğine sahiptirler. Ancak, kas ve sinir hücrelerinde bu özellik bulunmaz. Ölen hücrelerin yenilenmesi ve yaralanan dokuların onarılması amacıyla bu yeteneklerini kullanırlar. Yaşamın ilk yıllarında hücreler daha hızlı bölünürken, erişkin yaşlarda bu hız yavaşlar. Fakat hücrelerin bu yetenekleri sınırlıdır, sonsuz bölünemezler. Her hücrenin hayatı boyunca belli bir bölünebilme sayısı vardır. Sağlıklı bir hücre ne kadar bölüneceğini bilir ve gerektiğinde ölmesini de bilir. Buna apoptosis yani hücrenin programlı ölümü denir. Normalde vücudun sağlıklı ve düzgün çalışması için hücrelerin büyümesi, bölünmesi ve daha çok hücre üretmesine gereksinim vardır. Bazen buna rağmen süreç doğru yoldan sapar, yeni hücrelere gerek olmadan hücreler bölünmeye devam eder. Bilincini kaybetmiş kanser hücreleri, kontrolsüz bölünmeye başlar ve çoğalırlar. Fazla hücrelerin kütleleri bir büyüklük veya tümör oluştururlar.Tümörler iyi huylu veya kötü huylu olabilirler. İyi huylu tümörler kanser değildir. Bunlar sıklıkla alınırlar ve çoğu zaman tekrarlamazlar. İyi huylu tümörlerdeki hücreler vücudun diğer taraflarına yayılmazlar. En önemlisi iyi huylu tümörler nadiren hayatı tehdit ederler. Kötü huylu tümörler kanserdir. Kötü huylu tümörlerdeki hücreler anormaldirler ve kontrolsüz ve düzensiz bölünürler. Bu tümörler normal dokuları sıkıştırabilirler, içine sızabilirler ya da tahrip edebilirler. Eğer kanser hücreleri oluştukları tümörden ayrılırsa, kan ya da lenf dolaşımı aracılığı ile vücudun diğer bölgelerine gidebilirler. Gittikleri yerlerde tümör kolonileri oluşturur ve büyümeye devam ederler. Kanserin bu şekilde vücudun diğer bölgelerine yayılması olayına metastaz adı verilir.
MEME KANSERİ İSE;
kadınlarda görülen kanser tipleri arasında birinci sırada yer almaktadır. Hayat boyu her 8 kadından birinin kansere yakalanma riski vardır. Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerden gelişen kanserlerdir ki erkeklerde de görülebilirler. Meme dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilir. En sık görülen tipi; meme kanallarından kaynaklanan “duktal” kanser denen kanserlerdir. Süt üreten bezlerden köken alan “lobüler” kanserler de sık görülür. Ayrıca diğer dokulardan kaynaklanan daha nadir medüller, tübüler, müsinöz gibi tipleri de vardır.
Risk Faktörleri
Meme kanseri gelişiminde bilinen en önemli risk faktörleri şunlardır;
Obez veya aşırı kilolu olmak
Yeterli fiziksel aktivite yapmamak
Alkol kullanımı
İlk doğum yaşı 30’dan sonra olanlar veya hiç doğum yapmamış olanlar
İlk adet yaşı: İlk adetini erken yaşlarda görenler, yaşam boyu daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kalacaklarından dolayı risk artmaktadır.
Menopoz yaşı: Menopoz bilindiği gibi kadının adetten kesildiği, doğurganlığının sona erdiği dönemdir. İleri yaşta (>55 yaş) menopoza girme meme kanseri riskini arttırmaktadır. Burada da etken uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmadır.
Kadın cinsiyet, ileri yaş
BRCA-1, BRCA-2 mutasyonları gibi bir takım genetik değişiklikler
Meme kanseri öyküsünün bulunması
Göğüse radyoterapi almış olmak
Bazı iyi huylu meme hastalıkları (fibroadenom, papillomatosis, gibi)
Ailede meme kanseri öyküsü olması: Annesinde, anne tarafından akrabalarında, teyzesinde ve ve/veya kız kardeşinde meme kanseri olan kadınlarda meme kanseri gelişmesi riski normal toplumdan daha fazladır.
Belirtiler
Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin hissedilmesidir. Ancak, hastaların çok azında ağrı da belirtilere eşlik edebilir.
Daha nadir olarak memede çekintiler, deride kalınlaşma, şişlikler, deride tahriş ya da bozulmalar ve meme ucunun hassaslaşması ya da içe dönmesi de dahil olmak üzere meme ucu belirtileri yer almaktadır. Sanıldığının aksine ağrı ve kanlı akıntı ileri evrelerde ortaya çıkmaktadır.
Tanı:
Erken evrede meme kanserleri diğer kanser çeşitlerinde olduğu gibi ileri dönemlere gelene kadar belirgin bir belirti vermeyebilir. Erken teşhiste en önemli faktör, kişinin bu konuda bilinçlendirilmesidir. Bu nedenle, meme kanserinin erken tanısı için önerilen kontrol programlarını uygulamanız çok önemlidir. Meme kanserine erken evrede tanı konması, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını arttırır. Erken tanı için üç temel yöntem uygulanabilir. Bunlar ; evde kendi kendine yapılan meme kontrolleri ( Kadınların 20 yaşından sonraki dönemde, her ay memelerini kendi kendilerine muayene etmeleri gereklidir.)Meme dokusu içerisinde herhangi bir şüpheli kitle ele geldiğinde vakit geçirmeden doktora başvurunuz. Ayrıca 40-69 yaş arası kadınların 2 yılda bir mamografi tetkiklerini yaptırmaları gerekmektedir.
Tarama:
Normalde 20 yaşından sonra meme muayenesi ve yılda bir kez doktorda meme muayenesi yaptırmanız önerilir. Bu nedenle, erken dönemde hastalığın yakalanması için kadınların bilgi sahibi olması gereklidir. 50 yaşından sonra 2 yılda bir mamografi çekilmesi önerilmektedir. Ulusal kanser tarama programı önerilerine göre ülkemizde uygulanan meme kanseri tarama protokolü aşağıda yer almaktadır.
20-40 yaş arası; Ayda bir kendi kendine meme muayenesi
40-69 yaş arası; Ayda bir kendi kendine meme muayenesi, iki yılda bir mamografi çekilmesi gerekmektedir.
Tedavi
Her hastanın tedavisi farklılık göstermekte olup, tedavi kararında hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunları gibi birden fazla faktör etkilidir. Multidisipliner (çok alanlı) bir çalışma gerektiren bu tedaviler ; cerrahi, radyoterapi, kemoterapi gibi farklı seçenekleri içermektedir.
En Çok Okunan Haberler