Seçmen sandık başına
gitmeye hazırlanıyor. Hangi partinin
adayı kim olacak, meclis üyeleri kimler olacak, projeler nelerdir derken
hepsini de gördük eleştirdik, beğendik ya da beğenmedik. Kimimiz takım tutar
gibi tuttuğumuz siyasi partinin adayını alkışladık, kimimiz parti gözetmeksizin
adayın cazibesine kapılıp alkışladık. Bakalım bu alkışlar sandıktan ne gibi
sonuçlarla kopacak?
İlçede siyaset öyle bir hal aldı ki! Özellikle bu
dönem yapılan Korkuteli yerel seçimi tam bir Araf. Kimisi sağcı, kimisi solcu,
ama hepsi tek yürek oldu adaylarının peşinden destek topluyor. Kimisi
bakanlarla sahalarda, kimisi kendi ekibiyle, kimisi kahvesiyle. Durum bu olunca
bu birlikteliklerin devamının gelip gelmeyeceğini merak ediyor insan. Tüm
adaylar kendi nazarında birinci olarak çıkacak sandıktan. Lakin bu seçim farklı
ikili ilişkilerin olağan olduğu bir seçim. Kimse bu durumun ne katıp ne
eksilteceğini nasıl bir etki yaratacağını analiz etmiyor galiba.
Kendi değimleri ile bir tarafta cumhurlar diğer
tarafta zilletler. Birincisi daha önceden de kaleme aldığım gibi siz seçmeni bu
tabirlerle zaten sağcı solcu diye ayırdınız. Benim hatırladığım kadarıyla bu
sağ sol muhabbetleri 80’li yıllarda kalmıştı. Yine yeniden bu akımı hortlatmak
hem ülkeye hem de ilçeye ciddi anlamda zarar verecektir. Siz kalkıp ta
liderimizi tanımayan, iktidarı hafife alan zatlar teröristtir derseniz bu
ayrışmaların ve sonunda ortaya çıkacak olan olayların sebebini de iyi analiz
etmelisiniz.
Vay efendim benim param çok, paramla konvoyda yaparım
salonlara kahvehanelere adam da toplarım derseniz ve demeye de devam ederseniz,
o harcadığınız para yanınızda sadece şımarık bir çocuk gibi kalır. Kimsede bu
şımarıklığı kaldırmaz. Bu söylemi şimdiden söyleyeyim kimse üstüne alınmasın ve
kendine çekmesin. Gerçekten Korkuteli’nde ki siyaset zengin kız fakir oğlan
dizilerine döndü.
Son günlerde siyasilerimizin ve değerli adaylarımızın
çalışmalarında ve konuşmalarında yine ‘Beka’ sorunu varmışçasına konuşmaları
kulağıma geldi. Yahu madem bu ülkede bir beka sorunu var neden TBMM’de buna
karşı verilen önergeyi kabul etmediniz? Bu sorun sadece seçim içerisinde
geçerli bir slogan mı yoksa gerçekten ülkenin böyle bir sorunu var mı? Öncelikle bunda bir hemfikir olunmalı. Dönüp
dolaşıp yine aynı kapıya çıktık. 80’lerin sağı solu vardı günümüzde ise baka
var beka yok diyenler çıktı. Yine ayrışma yine kayıp.
Sizler sandık kuracak insanlarsınız o sandıktan
çıkacak oy potansiyeli sizin kişiliğinizi gerçek yüzünüzü, doğru ya da yanlış
bir isim olduğunuzu ortaya koyacak. Gönül kazanmak yerine ayrıştırmak nedir. Bu
nasıl gönül belediyeciliği olacak orasını da çözemedim henüz.
Millet dediniz, zillet dediniz, cumhur dediniz, beka
dediniz, pkk’lı dediniz, tren dediniz? Dönüp bir bakmadınız ki arkanızda kaç
ayrışma var. Bu hitapları duydukça aklıma koltuk sevdasından başka bir şey
gelmiyor ne yazık ki.
Geçtiğimiz
gün yine bir mahalle gezisinde yapılan bir konuşmaya şahit oldum. Sade
vatandaşın birisi diyor ki! “Korkuteli’nde Ömer Niyazi İşlek kazanınca beka
sorunu olmayacakta Halil Kara mı kazanınca beka sorunu olacak? İstanbul’da Bin Ali Yıldırım kazanınca beka
olmayacak, Ekrem İmamoğlu kazanınca
milletimiz devletimiz mi yıkılacak yok olacak!
Bu
bir yerel seçimdir. Ülkenin beka sorununun oylanacağı bir seçim değildir. Şimdi
sizin gibi değerli insanların önüne çıkıp ekonomiden tarımdan esnafın halinden
anlamayanlar ülkenin beka sorunu diye vatandaşın beyinlerini sulandırıyorlar.
Hayal tacirliği yapıyorlar” dedi.
Evet değerli okurlarım, sizlere yapılan bu konuşmayı
harfiyen iletmek istedim. Çünkü bu güzel anlatımı ülkenin, ilçenin, milletin
özeti olarak gördüm. Ne yazık ki halen gönül kazanmak yerine bekası olan ülke,
bekası olmayan ülke diye sağcı, solcu diyen bir ülke haline getirildik.
Umuyorum ki önümüzdeki kalan süreçte, gerçekten gönül kazanılır. Birlikte
kazanılır. Yoksa kalan sağlar kimin olur bilemiyorum.